12 Aralık 2023 Salı

Kendini DE Sevmek - 11: Sınırlar

Mükemmelliyetçiliğin ikiz kardeşi. Mükemmelliyetçilik ile ortak noktası "bu dünya bensiz dönmez" ile "ben bir hiçim, kimse beni önemsemiyor" arasındaki fırtına. Narsisizm ile Düşük Özgüven nasıl ikiz kardeşse, Mükemmelliyetçilik ile Sınır Koyamamak da öyle... 

"Bir iş, onu gönüllü ve iyi yapanın üzerine yapışır" diye bir söz duydunuz mu? Duymadıysanız da deneyimlediniz mutlaka: "yahu ikimiz de çalışıyoruz, neden yine de her gün ben yemek yapıyorum?" sorusuna verdiğin yanıt: "ben iyi yapıyorum, hızlıyım, üstelik temiz çalışıyorum. O yapsa bir de mutfağı temizlemem gerekecek.. Boşver yapıvereyim."

Yapıvereyim, edivereyim, halledivereyim.. Nasılsa ben daha hızlıyım, daha iyi yapıyorum, benim için yük değil ve bir gün bakmışsın ki hasta halinle, ateşli, ayakta duramaz halinle kendi kendine çorba yapan yine sensin... Bu noktada bunun tamamen karşı tarafın suçu, tembelliği, yeteneksizliği olduğunu kim iddia edebilir? Belki de sen sürekli görevleri üstüne aldın, başkalarına fırsat vermedin, e serde mükemmelliyetçilik de var, başkaları da "senin kadar iyi" yapamıyor ne de olsa... 

Bu noktada yakalıyorsan kendini sık sık, sınır koyma konusunda sorunların olabilir. Sınır koymak her zaman karşındakine yönelik bir ketleme değildir. Bazen kendi kendini de durdurman, sınırlarını gözden geçirmen gerekir. Bu özellikle ilişkilerde "sürekli verici taraf" olmamak için ve senin de "verdiğin kadar almaya, talep etmeye hakkın olduğunu" kabul etmek için, önemli.

"Kendinde hak görmek" burada kilit nokta. "Ben seni tutmuyorum ki, sen kendi kendini tutuyorsun" sözünü sık duyuyorsan, "ben sana yap demedim ki, sen yapıyorsun" diyorlarsa, ya da sen kendi kendini paralamış ve yorgun düşmüşken içindeki o ses "bir teşekkür bile etmediler, bir isteğin arzun var mı demediler" diye mızırdanmaya başlamışsa, öce dönüp içine bakmalı ve kendine "ben neden kendimde alma, talep etme hakkını görmüyorum" demelisin. 

Bunun genellikle toplumsal rollerle, norm ve kurallarla çok ilişkisi oluyor. Ayıp olur, aman ben söylemeden anlasınlar, dile getirilmez şimdi, ne olacak yapıvereyim elime mi yapışır... gibi kalıpları hayatından çıkartmakla başlayabilir, "Bir işi başkası da senin kadar (dikkat: iyi kelimesine gerek yok) yapabiliyorsa, ona bırak" kuralını uygulamayı deneyebilir, benim de hayatta herkes kadar tembelliğe, boşvermişliğe, aylaklığa hakkım var diye düşünmeye başlayabilirsin.

Çevrendekilere sınır koymak, kendine koyduğun sınırları gevşetmek, kişiler arası sevgiyle direkt alakalı olmasa da, öz sevgiyle çok yakından alakalıdır.. Kendini de sevebilmek için, sınırlarını mutlaka gözden geçirmeni, hem gevşetmeni ve hem de güçlendirmeni tavsiye ederim. 

:))) kuvvetle muhtemel..

Yarın: Stres anlarını yönetebilmek