Sordunuz.
"Bunca kötü insan, kötülük, haksızlık varken, bu yazılar tamam iyi de.. Onlar yine var ve yapacaklarını yapıyor. Kaldıramıyorum.." dediniz. İma ettiniz: "Düşünen insan mutlu olamaz, sevemez her şeyi ve herkesi." Düşündünüz: "Budalalık bu.."
Cevap veriyorum..
Dünyaya kaç kere geliyoruz? Büyük ihtimal bir. Öldükten sonra ne var? Belki huzur ama büyük ihtimal hiçlik. E o zaman, şunun şurasında şanslıysak 80, ortalama 70 ama bir araba kazasına bakarsa 40 senelik bir yaşamı, dünyadaki kötülüklere, kötülere üzülerek, kendimizi hırpalayarak, müzmin mutsuz, keyifsiz olarak mı geçirelim? Velev ki öbür dünya var, dediler sana "eee neler yaptın anlat bakalım?" Ne diyeceksin? Üzüldüm, kızdım, sinirlendim... Değiştiremedim de, öylece şiştim kaldım.
Ya da, şunu gördüm, şunu denedim, şunu tattım, of ne sevdim be, ne sevdim....
Kötülüğü, haksızlığı kontrol edemiyoruz. Gücümüz asla yetmeyecek. Ama kendi çevremizi, kendimizi kontrol edebiliriz. Uzak durabiliriz, uzak tutabiliriz ve bizi mutlu eden, sevdiğimiz şeyleri yapmaya, sevdiğimiz insanlarla zaman geçirmeye, hayatımızı bir sıkıntı, sinirlilik, huzursuzluk evrenine çevirmemeye uğraş gösterebiliriz. Çünkü 80 sene, sonra fişi çek, boşluk.
Bir düşün istersen...
Yani sistemi değiştirebilecek gücün varsa tamam, değiştir de istersen dünyanın en sinirli ve huzursuz adamı / kadını ol, ben razıyım. Ama değiştiremiyorsan da.. Bakış açını değiştir gözünü seveyim, çok sayıdaki kötülük yerine az sayıdaki iyiliği görmeye çalış, şişirme kendini de etrafını da..
Şimdi kaldığımız yerden devam :))