4 Aralık 2022 Pazar

Sevmek - 9: Sevmekten vaz geçmeyi öğrenmek

Geldik en zoruna. Dur birer kahve alalım karşılıklı.. 

bak şimdi.. :)

Son iki senemi buna kafa yorarak geçirdim ve neleri başarıp, neleri başaramadığımı samimiyetle yazmak istiyorum, çünkü bir çoğunuzun aklını karıştıran, hayatla başa çıkmada zorlayan bir konu olduğunu biliyorum.. 

Bir insan sevmekten nasıl vaz geçebilir? Hani Eternal Sunshine of the Spotless Mind diye bir film vardı, o kadar acı veriyordu ki sevmek, onu hiç tanımamış olmayı, hiç bilmemiş olmayı tercih ediyordu ve hafızasını sildiriyordu kahramanımız. Bunu ciddi ciddi düşündüğüm zamanlar oldu, hangimizin olmadı ki?

Sonra bu duygunun en kaynağına inince, şunu fark ettim: en temel sorun yine sevmek fiilinin karşılıklılık sanrısından kaynaklanıyordu bu duygu. Sevdiğin şekilde (miktarda demedim bak, türde dedim) sevilmemiş olma acısı. Ve bu "haksızlık"ı affedememek. Halbuki ortada haksızlık yok. Ortada sevgisizlik de yok. Sadece "sevmek" tanımlarının uyuşmadığı bir "kavramsal uyuşmazlık" var, ilişkide. Ah bu nedenle kimse suçlanabilir mi ki?! Tabii ki hayır.. Birini kavramlarınız uyuşmadı diye suçlamak! Kuzuuuum.. Dünyayı suçlamak bu, seninle aynı şeyi düşünmüyor diye! 

Bunu anlayınca, sıkı sıkı kenetlediğin ellerin gevşiyor ve rahat bırakıyorsun. Karşındakini de, kendini de. O an müthiş güzel bir duygu. Kimi kabullenme, kimi özgür bırakma der; bence "anlama" bu düpedüz. Sevmek kelimesinin asıl anlamını anlamak. 

Yani sevmekten vaz geçilmiyor, geçilemez ki. Çünkü sevmek doğal akan, kaynağı kurutulamaz, önüne set çekilemez bir duygu. Ama bu akışın yönünü değiştirebilmek elinde. Diyorsan ki (benim gibi) "Tanrım bazen içimde o kadar çok sevgi var ki, ne yapacağımı bilemiyorum", cevap aslında basit: "Dağıt..". Tek bir kaynağa yönlendirip etrafı sel basmasındansa, kollar aç, derecikler kat yoluna, biri bine çevir. Kendine sevmek için yeni şeyler bul. Gözlerini kulaklarını burnunu aç, tadına bak yaşamın.

Sevdiğin, yitirdiğin ve özlediğin neyse, onu başka alanlarda bulmaya çalış, bunu bir oyuna, bir bilmeceye çevir. Diyelim "sıcacık elleri"yse derdin, bir kedinin sıcacık tüylerini, bir çocuğun sıcacık yumuk ellerini al eline, hiçbirini bulamazsan sıcacık eldivenler, sıcak bir içecek.. Bir anda olmayacak elbette ama bir gün, göreceksin, etrafında sıcacık bir sürü şey olmuş! Birmiş, bin olmuş... 

Zamanla oluyor... Acele etme.

Yani; asla vaz geçme. Tersine, daha da genişlet alanını. Öğrenmen gereken sadece bu.

Bir sonraki yazı: Sevmek, biter mi?