2 Aralık 2022 Cuma

Sevmek - 6: Ders almak mıdır?

Sevmenin anlık, içten gelen doğal bir duygu olduğunu iddia edersek, bir anlamda zorla sevme olamayacağı gibi, sevmek öğrenilebilen bir davranış da olamaz dememiz gerekir.. Oysa bazı insanlar (sevgiyi emekle birleştirenler) insanın katlandığı fedakârlıklar, çektiği ızdıraplar nisbetinde sevdiğini öne sürerler. Sevmek, deneyimlerden ders almaktır, sevmek emek ve çabadır, sevmek uzun soluklu bir maraton koşusudur derler. 

Fakat aynen amok koşucuları gibi, sevme koşusunda da bazen vücut / beyin insana yanlış sinyaller verebilir ve durmayı bilemeyebilirsiniz; ya da şöyle diyelim: aslında her bir hücreniz bu ilişkiden kaç diyecekken, siz inatla duymamazlığa gelir, kalmayı sürdürürsünüz.. Kimi buna toksik ilişkiler diyor, kimi "bağlılık yerine bağımlılık" diyor. Ben bu kadar suçlayıcı ve katı yaklaşamıyorum içinde "sevmek" olan davranışlara ve diyorum ki: yanlış algılar, yanlış değerlendirmeler, kısaca hata yapmak.. Hatayı çok insanî ve dolayısıyla olumlu görüyorum. Hatalar olmasa insan nasıl gelişebilir, kendini "iyi"leştirebilir ki?

Fakat bazen, kendimize dair çok yüksek standartlarımız olduğunda, hatayı olumsuzlaştırmaya ve hatadan korkmaya başlıyoruz. Ya da diyoruz ki "tamam hatanı yaptın, öğrendin, dersini aldın, bir dahakine artık hatasız yaklaşacaksın".. Ah benim kuzuuuum.. Aynı hatayı yine yapıyoruz! :)) Nedeni şu; doğada mükemmellik yok, insan olmanın önkoşulu hata yapmak ve yine hata yapmak ve yine hata yapmak.. Ama kendini mükemmelleştirmek için değil, aynı konuya farklı açılardan bakabilmek için ve bu sayede, en nihayetinde de "yapılan hayatı affedebilmek" için!

Geldik 7. konumuza: sevmek, affedebilmek midir?